ṡalm ~ صَلْمٌ

Kamus-ı Muhit - صلم maddesi

اَلْأَصْلَمُ [el-aṡlem] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Kulakları dibinden kezâlik burnu dibinden kesilmiş adama denir; yukâlu: رَجُلٌ أَصْلَمُ أَيْ مَقْطُوعُ الْأُذُنَيْنِ وَكَذَا مَقْطُوعُ الْأَنْفِ Ve pireye ıtlâk olunur, بُرْغُوثٌ [burġûšamp;] maʹnâsına. Ve ʹarûziyyûn ıstılâhında صَلْمٌ [ṡalm] ʹilleti cârî olan cüz΄e ıtlâk olunur. Ve

صَلْمٌ [ṡalm] Mısrâʹın âhir-i eczâsı olan vetid-i mefrûkun iskâtından ʹibârettir, bahr-i serîʹ vü medîde tahsîs eder. Meselâ bahr-i serîʹde âhir-i eczâsı olan mefʹûlâtun cüz΄ünün âhir cüz΄ü olan vetid-i mefrûk ki lât lafzıdır, hazf olunup mefʹû kalmakla yerine faʹlun vazʹ olunur, niteki işbu: “قَالَتْ وَلَمْ تَقْصِدْ لِقِيلِ الْخَنَا || مَهْلًا فَقَدْ أَبْلَغْتَ أَسْمَاعِي” beytinde vâkiʹdir, pes burada nüshalarda tahrîf-i kalem-i nüssâh vâkiʹ olmuştur, zîrâ asl ʹibâre “اَلْأَصْلَمُ مَا جَرَى فِيهِ الصَّلْمُ وَهُوَ أَنْ يَكُونَ الْوَتِدُ الْمَفْرُوقُ مِنْ آخِرِ الْجُزْءِ سَاقِطًا” ʹunvânıyla olmaktır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı