ṡalaʹ ~ صَلَعٌ

Kamus-ı Muhit - صلع maddesi

اَلصَّلَعُ [eṡ-ṡalaʹ] (fethateynle) Bir adamın başı daz olmak maʹnâsınadır ki başın önünde yaʹnî cebhesinde kıl olmayıp açık olmaktan ʹibârettir. O yerde mâdde-i şaʹrın nâkıs ve kâsır yaʹnî ahlât-ı rediyyenin hiddeti ve rutûbeti sebebiyle kıl bittiği mahall fâsid olmakla mesâmmât-ı şaʹrın kuvvet-i mâsikesine zaʹf ʹârız olduğundan ve gâhca dimâg kendisini ihâtâ eden kâse-i serin kendisine mümâss olduğu yerden aşağıca düşmekle kâse-i ser dimâgdan cezb eylediği kuvvet-i rutûbeti zaʹf ve kılletten nâşî yukarıya yaʹnî kendisine mülâkî olan beşereye defʹ ve ifâza eylemediğinden nâşî yübûsetin istîlâsından neş΄et eder; yukâlu: صَلِعَ الرَّجُلُ صَلَعًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ مُنْحَسِرًا شَعْرُ مُقَدَّمِ رَأْسِهِ Ve

صَلَعٌ [ṡalaʹ] Başın önünde dazlak olan yere denir; ṡâd’ın zammıyla da lügattır; müfredi صَلَعَةٌ [ṡaleʹat]tır; yukâlu: صَكَّهُ عَلَى صَلَعَتِهِ أَيْ مَوْضِعِ صَلَعِهِ

اَلصُّلاَّعُ [eṡ-ṡullâʹ] (رُمَّانٌ [rummân] vezninde yâhûd سُكَّرٌ [sukker] vezninde) ʹArîz ve şedîd yalçın kayaya ıtlâk olunur; müfredi hâ’yladır. Ve

صُلَّعٌ [ṡullaʹ] (سُكَّرٌ [sukker] vezninde) Aslâ münbit olmayan por mevziʹe ıtlâk olunur; yukâlu: مَكَانٌ صُلَّعٌ أَيْ لاَ يُنْبِتُ شَيْئًا

Vankulu Lugatı - صلع maddesi

اَلصُّلَّعُ [eṡ-ṡullaʹ] (ṡâd’ın zammı ve lâm’ın fethi ve teşdîdiyle) صُلَّاعٌ [ṡullâʹ] maʹnâsınadır; ondan maksûrdur. Ve

صُلَّعٌ [ṡullaʹ] Kezâlik şol yere derler ki nesne bitirmeye. Bu صَلَعٌ [ṡalaʹ]-ı re΄sten me΄hûzdur, kıl bitmemek maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı