nev΄ ~ نَوْءٌ

Kamus-ı Muhit - نوء maddesi

Ve kâle’l-Ḩarîrî fi’d-Durre: “Kavluhu taʹâlâ: ﴿مَا إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوأُ بِالْعُصْبَةِ﴾ الآية، تَقْدِيرُهُ مَا إِنَّ الْعُصْبَةَ لَتَنُوءُ مَفَاتِحُهُ أَيْ تَنْهَضُ بِهَا عَلَى تَثَاقُلٍ Yaʹnî âyet-i merkûme kalb sanʹatını mutazammındır, niteki أَدْخَلْتُ الْخَاتَمَ فِي إِصْبَعِي derler ki hakîkatte إِصْبَعٌ [iṡbaʹ] خَاتَمٌ [ḣâtem]e idhâl olunur. Ve kalb sanʹatı sünen-i me΄sûre-i ʹArabdandır, mübâlagayı müfîddir. Ve Şihâb’ın tahkîki budur ki bâ΄ kelimesi burada taʹdiye içindir; إِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُوءُالْعُصْبَةَ kuvvesindedir ki تُثْقِلُهُمْ maʹnâsınadır.” İntehâ. Ve

نَوْءٌ [nev΄] Gurûba mâ΄il ve sâkıt olan yıldıza denir. Cemʹi أَنْوَاءٌ [envâ΄] gelir, أَحْمَالٌ [aḩmâl] vezninde ve نُوآنٌ [nû΄ân] gelir عُبْدَانٌ [ʹubdân] vezninde. Ve ʹalâ-kavlin نَوْءٌ [nev΄]yıldız düşmeğe denir ki menâzil-i kamerden bir kevkeb, fecr tulûʹ ettiği hengâmda magribde ufktan sâkıt olup onun rakîbi hemân o sâʹat maşrıktan ona mukâbil tulûʹ eylemekten ʹibârettir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı