وَشْكَانَ [veşkâne] (vâv’ın harekât-ı selâsıyla) İsm-i fiʹl-i mâzîdir, “serîʹ oldu” maʹnâsına; yukâlu: وَشْكَانَ مَا يَكُونُ ذَلِكَ أَيْ سَرُعَ Mütercim der ki Şeyh Raḋî kavlince haber maʹnâsına dâll olan esmâ-i efʹâlin cümlesi taʹaccüb maʹnâsını mutazammındır, meselâ هَيْهَاتَ kelimesi مَا أَبْعَدَهُve وَشْكَانَ [veşkân] مَا أَسْرَعَهُve بُطْآنَ [buṯ΄ân] مَا أَبْطَأَهُmaʹnâlarınadır, zîrâ esmâ-i efʹâl maʹnâsına dâll olduğu fiʹllerden âked ve eblagdır, pes bunlarda taʹaccüb maʹnâsı te΄kîd-i mezkûrdur.
وَشْكَانَ [veşkân] (vâv’ın fethi ve şîn’in sükûnu ve âhirinde nûn’un fethi üzere binâsıyla) Kezâlik sürʹat etti maʹnâsına, esmâ-i efʹâldendir; yukâlu: وَشْكَانَ ذَا خُرُوجًا أَيْ عَجْلَانَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı