اَلْوَصِيدُ [el-veṡîd] (سَعِيدٌ [saʹîd] vezninde) Ev önüne ve yöresine ve avluya denir, فِنَاءٌ [finâ΄] maʹnâsına. Ve kapının alt eşiğine denir, عَتَبَةٌ [ʹatebet] maʹnâsına. Ve ağıl tarzında koyun ve keçi yatırmak için taştan yapılan mahvataya denir ki dağlarda ve yabanlarda yaptıkları mandıra olacaktır. Ve
وَصِيدٌ [Veṡîd] Ashâb-ı Kehf hazerâtının ihtifâ ettikleri mağaranın ismidir. Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyânına göre bu kavl-i baʹzdır. Ve
وَصِيدٌ [veṡîd] İpe denir, حَبْلٌ [ḩabl] maʹnâsına. Ve kökleri birbirine yakın olan sık nebâta denir. Ve dar yere ve dar nesneye denir, ضَيِّقٌ [ḋayyiḵ] maʹnâsına. Ve ağızı kapakla kapanmış nesneye denir, مُطْبَقٌ [muṯbaḵ] maʹnâsına. Ve iki defʹa sünnet olmuş adama denir. Şârih der ki hakk-ı ʹibâre وَالَّذِي خُتِنَ مَرَّتَيْنِ ʹunvânında olmaktır; yukâlu: غُلاَمٌ وَرَجُلٌ وَصِيدٌ إِذَا صَارَ قَدْ خُتِنَ مَرَّتَيْنِ Ve ağaç dallarından çevrilmiş ağıla denir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı