اَلْوَسْمُ [el-vesm] (رَسْمٌ [resm] vezninde) Bedene basılmış dâga denir; cemʹi وُسُومٌ [vusûm]dur; yukâlu: بِجَنْبِ الدَّابَّةِ وَسْمٌ أَيْ أَثَرُ الْكَيِّ Ve
وَسْمٌ [vesm] ve
سِمَةٌ [simet] (وَعْدٌ [vaʹd] ve عِدَةٌ [ʹidet] veznlerinde) Masdar olurlar, dâglamak ve damgalamak maʹnâsına; yukâlu: وَسَمَهُ وَسْمًا وَسِمَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَوَّاهُ Ve
سِمَةٌ [simet] Nişân için hayvâna basılmış damgaya denir ki gûnâgûn sûret üzere olur, وِسَامٌ [visâm] dahi denir, كِتَابٌ [kitâb] vezninde; yukâlu: مَا سِمَةُ دَابَّتِكَ وَوِسَامُهَا وَهُوَ مَا وُسِمَ بِهِ الْحَيَوَانُ مِنْ ضُرُوبِ الصُّوَرِ Şârih der ki Kûfiyyûn’a göre إِسْمٌ [ism] lafzının aslı وِسْمٌ dir, maʹnâ-yı mezbûrdandır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı