اَلْإِعْلَامُ [el-iʹlâm] (hemzenin kesriyle) Bildirmek; yukâlu: إِسْتَعْلَمَنِي الْخَبَرَ فَأَعْلَمْتُهُ إِيَّاهُ Ve
إِعْلَامٌ [iʹlâm] ʹAlâmet kılmağa dahi derler; yukâlu: أَعْلَمَ الْقَصَّارُ الثَّوْبَ Ve
إِعْلَامٌ [iʹlâm] Sipâhî kendi nefsine bahâdır ʹalâmeti kılmağa dahi derler; yukâlu: أَعْلَمَ الْفَارِسُ إِذَا جَعَلَ لِنَفْسِهِ عَلَامَةً الشُّجْعَانِ فَهُوَ مُعْلِمٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı