اَلْإِعْنَاسُ [el-iʹnâs] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّعْنِيسُ [et-taʹnîs] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bunlar da عُنُوسٌ [ʹunûs] maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْنَسَتِ الْجَارِيَةُ وَعَنَّسَتْ وَعُنِّسَتْ عَلَى الْمَجْهُولِ بِمَعْنَى عَنِسَتْ Ve
إِعْنَاسٌ [iʹnâs] Bir nesneyi tagyîr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْنَسَهُ إِذَا غَيَّرَهُ Ve çehreye pîrlik nişânesi karışmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْنَسَ الشَّيْبُ وَجْهَهُ إِذَا خَالَطَهُ Ve
تَعْنِيسٌ [taʹnîs] Kızı peder ve mâderi ere vermeyip pîre-zen olunca kadar alıkomak maʹnâsınadır; yukâlu: عَنَّسَهَا أَهْلُهَا إِذَا حَبَسُوهَا عَنِ التَّزْوِيجِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı