اَلْبِرْسَامُ [el-birsâm] (bâ’nın kesriyle) Bir ʹillet ismidir ki ʹiyâzen billâhi taʹâlâ mübtelâ olanlar muhtellü’d-dimâg olmakla hezeyân tekellüm eder; yukâlu: بِهِ بِرْسَامٌ وَهِيَ عِلَّةٌ يُهْذَى فِيهَا Müfredât-ı tıbbiyyede mersûm olduğu üzere bersâm-ı Fârisî muʹarrebidir ki bâ-yı meftûha iledir, وَرَمُ الصَّدْرِ [veremu’ṡ-ṡadr] maʹnâsınadır, hulâsası zâtü’l-cenb dedikleri ʹillet envâʹındandır. Hattâ Mûciz nâm kitâbda ذَاتُ الْجَنْبِ وَيُسَمَّى شَوْصَةَ وَبِرْسَامًا ʹibâretiyle ittihâdları mersûmdur ve Težkire sâhibi وَمِنْهَا ذَاتُ الْعَرْضِ وَذَاتُ الصَّدْرِ وَالْبِرْسَامُ ʹibâretiyle envâʹından olduğunu tahrîr ve beyân eylemiştir. Ve mü΄ellifin hezeyân söyler dediği sersâm ʹilletinin vasfıdır ki o dimâga ʹârız olur.
اَلْبِرْسَامُ [el-birsâm] (bâ’nın kesri ve râ’nın sükûnuyla) Bir ʹillettir ki ona Terceme-i Muḣtâr’da uçuktur demiş ve Tercemân’da yan ağrısıdır ve Şâmilu’l-Luġa’da göğüste olan sancıdır demiş, lâkin meşhûr olan budur ki gıdâ-yı galîzden hâsıl olur bir ʹillettir ki sersâm âsârı gibi âsârı vardır. Ve sâhib-i Ṡurâḩ bâ’nın fethine tasrîh etmiştir, lâkin meşhûra muhâliftir, zîrâ Ḵâmûs’ta ve sâ΄ir kütüb-i muʹteberede kesr-i bâ mansusun ʹaleyhtir, neʹam Tehžîb’den feth-i bâ dahi nakl olunmuştur ve lâkin esahh bizim zikr ettiğimizdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı