اَلصَّكُّ [eṡ-ṡakk] (شَكٌّ [şekk] vezninde) Bir adama bir yassı nesne ile vurmak, ʹalâ-kavlin mutlakan vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَكَّهُ صَكًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَهُ شَدِيدًا بِعَرِيضٍ أَوْ عَامٌّ Ve kapıyı kilîdlemek yâ kapamak maʹnâsınadır; yukâlu: صَكَّ الْبَابَ إِذَا أَغْلَقَهُ أَوْ أَطْبَقَهُVe
صَكٌّ [ṡakk] Nâme ve mektûba denir, كِتَابٌ [kitâb] maʹnâsına; cemʹi أَصُكٌّ [eṡukk] gelir hemzenin fethi ve ṡâd’ın zammıyla ve صُكُوكٌ [ṡukûk] ve صِكَاكٌ [ṡikâk] gelir ṡâd’ın kesriyle.
اَلصَّكُّ [eṡ-ṡakk] (ṡâd’ın fethi vekâf’ın teşdîdiyle) Vurmak; yukâlu: صَكَّهُ إِذَا ضَرَبَهُ Ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَصَكَّتْ وَجْهَهَا﴾ (الذاريات 29) Ve
صَكٌّ [ṡakk] Kapıyı örtmeğe dahi derler; tekûlu: صَكَكْتُ الْبَابَ إِذَا أَطْبَقْتَهُ Ve
صَكٌّ [ṡakk] Kitâba dahi derler; Fârisî-i muʹarrebdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı