eṡ-ṡamʹâ΄ ~ اَلصَّمْعَاءُ

Kamus-ı Muhit - الصمعاء maddesi

اَلصَّمْعَاءُ [eṡ-ṡamʹâ΄] (حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde) أَصْمَعُ [aṡmaʹ]ın mü΄ennesidir, küçük kulaklı dişiye denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ صَمْعَاءُ أَيِ الصَّغِيرَةُ الْأُذُنِ Ve küçük ve latîf olup başa yapışıkça olan yaʹnî kanat gibi salınmayan kulağa denir; yukâlu: أُذُنٌ صَمْعَاءُ أَيْ صَغِيرَةٌ لَطِيفَةٌ مُنْضَمَّةٌ إِلَى الرَّأْسِ Ve gerdanın bir yanında askı küpe gelen yere denir, سَالِفَةٌ [sâlifet] maʹnâsına. Ve yuvalak, düz ve ince olan nebâta, ʹalâ-kavlin boylanıp lâkin henüz tomurcuğundan çiçeği açılmamış بُهْمَى [buhmâ] otuna yaʹnî çocukların pisi pisi dedikleri kedi otuna denir yâhûd henüz çiçeği açılmamış gonca çiçek kapçığına ve tomurcuğuna denir; cemʹi صُمْعٌ [ṡumʹ] gelir ṡâd’ın zammıyla. Kilâb kısmına صُمْعُ الْكُعُوبِ [ṡumʹu’l-kuʹûb] ıtlâkı bu münâsebete mebnîdir ki topuk kemikleri hurde olur.

Vankulu Lugatı - الصمعاء maddesi

اَلصَّمْعَاءُ [eṡ-ṡamʹâ΄] (ṡâd’ın fethi ve mîm’in sükûnu ve elifin meddiyle) Mü΄ennesi. Ve fi’l-hadîsi: “أَنَّ ابْنَ عَبَّاسٍ كَانَ لَا يَرَى بَأْسًا أَنْ يُضَحَّى الصَّمْعَاءُ” Ve

صَمْعَاءُ [ṡamʹâ΄] بُهْمَى [buhmâ] dedikleri dikene derler kaçan büyüse ve henüz çiçeği açılmasa.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı