اَلْعُدَوَاءُ [el-ʹudevâ΄] (غُلَوَاءُ [ġulevâ΄] vezninde) Bu dahi ıraklık maʹnâsınadır; yukâlu: فَرَّقَهُمْ عُدَوَاءَ الدَّارِ أَيْ بُعْدَهَا Ve bir adamı bir nesneden redd ve sarf eden şugl ve mâniʹe denir. Ve toprağı pek ve kuru arza denir; yukâlu: أَرْضٌ عُدَوَاءُ أَيْ يَابِسَةٌ صُلْبَةٌ Ve şol merkûba denir ki arkasında takımı nâ-hemvâr olmakla râkibi râhat ve itmînân üzere oturamaya.
اَلْعُدَوَاءُ [el-ʹudevâ΄] (ʹayn’ın zammı ve dâl’ın fethi ve elifin meddiyle ʹalâ-vezni اَلْغُلَوَاء [el-ġulevâ΄]) Şol mekândır ki üzerinde oturan ber-karâr olmaya; yukâlu: جِئْتُ عَلَى مَرْكَبٍ ذِي عُدَوَاءَ أَيْ لَيْسَ بِمُطْمَئِنٍّ Bu zikr olunan Aṡmaʹî ve Ebû Zeyd rivâyetidir. Ve غُلَوَاءُ [ġulevâ΄] ġayn-ı muʹceme ile evvel-i şebâba derler. Ve
عُدَوَاءُ الشُّغْلِ [ʹudevâ΄u’ş-şuġl] Kezâlik mevâniʹ-i şugle derler. Ve
عُدَوَاءُ [ʹudevâ΄] Kezâlik ev ıraklığına dahi derler, buʹd-ı dâr maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı