el-ʹašlebet ~ اَلْعَثْلَبَةُ

Kamus-ı Muhit - العثلبة maddesi

اَلْعَثْلَبَةُ [el-ʹašamp;lebet] (دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezninde) Âteşi çakıp çakmadığı maʹlûm olmayan ağaçtan çakmak edinmek maʹnâsınadır. ʹArablar çakmağı ağaçtan ittihâz ederler, ekserî مُرْخٌ [murḣ] nâm ağaçtan ederler. Birbirine sürmekle âteş çıkarırlar; yukâlu: عَثْلَبَ زَنْدَهُ إِذَا أَخَذَهُ مِنْ شَجَرٍ لاَ يَدْرِي أَيُورِي أَمْ لاَ Ve buğdayı küle gömüp pişirmek, ʹalâ-kavlin nâgehânî mihmân gelmek yâhûd göçmek üzere olmak gibi bir zarûret-i ʹârıza sebebiyle irice öğütmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَثْلَبَ الطَّعَامَ إِذَا رَمَّدَهُ فِي الرَّمَادِ أَوْ طَحَنَهُ فَجَشَّهُ لِضَرُورَةٍ عَرَضَتْ Ve suyu şiddetle kunt kunt içmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَثْلَبَ الْمَاءَ إِذَا جَرَعَهُ شَدِيدًا Ve بَحْثَرَةٌ [baḩšamp;eret] maʹnâsınadır ki ayırmak ve tefrîk eylemektir; yukâlu: عَثْلَبَ الشَّيْءَ إِذَا بَحْثَرَهُ

Vankulu Lugatı - العثلبة maddesi

اَلْعَثْلَبَةُ [el-ʹašamp;lebet] (ʹayn’ın fethi ve šamp;â’nın sükûnuyla دَحْرَجَة [daḩrecet] vezni üzere) Bilmediği ağaçtan çakmak edinmek ki diyâr-ı ʹArab’da iki yaş ağacı birbirine sürmekle od çıkarırlar; yukâlu: عَثْلَبَ الرَّجُلُ زَنْدَهُ إِذَا أَخَذَهُ مِنْ شَجَرٍ لَا يَدْرِي أَيُورِي أَمْ لَا Ve iri âteş ızhâr etmektir. Ve ifsâd maʹnâsına da gelir; yukâlu: عَثْلَبَ عَمَلَهُ إِذَا أَفْسَدَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı