اَلْفِكْرُ [el-fikr] (fâ’nın kesri ve fethiyle) ve
اَلْفِكْرَةُ [el-fikret] (fâ’nın kesriyle) ve
اَلْفِكْرَى [el-fikrâ] (ذِكْرَى [žikrâ] vezninde) Bir nesnede iʹmâl-i nazar eylemek maʹnâsınadır ki düşünmek taʹbîr olunur, Fârisîde endîşe denir. فِكْرٌ [fikr]in cemʹi أَفْكَارٌ [efkâr]dır. Şârih der ki فِكْرَةٌ [fikret]in cemʹi فِكَرٌ [fiker]dir, فِقْرَةٌ [fiḵret] ve فِقَرٌ [fiḵar] gibi; ve minhu yukâlu: لِفُلاَنٍ فِكَرٌ كُلُّهَا فِقَرٌ Ve
فِكْرٌ [fikr] Masdar olur, düşünmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَكَرَ فِيهِ فِكْرًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَعْمَلَ النَّظَرَ فِيهِ
اَلْفِكْرُ [el-fikr] (fâ’nın kesri ve kâf’ın sükûnuyla) ve
اَلْفِكْرَةُ [el-fikret] (kezâlik fâ’nın kesri ve kâf’ın sükûnuyla) İsmlerdir, تَفَكُّرٌ [tefekkur] maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı