el-funûk ~ اَلْفُنُوكُ

Kamus-ı Muhit - الفنوك maddesi

اَلْفُنُوكُ [el-funûk] (سُلُوكٌ [sulûk] vezninde) Bir yerde ikâmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَ بِالْمَكَانِ فُنُوكًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَقَامَ بِهِ Ve bir nesneye müdâvemet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَ عَلَيْهِ إِذَا وَاظَبَ Ve yalan söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَ الرَّجُلُ إِذَا كَذَبَ Ve bir nesnede lecc ve ısrâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَ فِيهِ إِذَا لَجَّ Ve ʹavret lâübâliyâne ve bî-perde olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَتِ الْجَارِيَةُ إِذَا مَجَنَتْ Ve sofrada bir nesne komayıp bir düzeye yiyip gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَ فِي الطَّعَامِ فُنُوكًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالرَّابِعِ إِذَا اسْتَمَرَّ فِي أَكْلِهِ وَلَمْ يَعَفْ مِنْهُ شَيْئًا Ve bir işe girişmek maʹnâsınadır; yukâlu: فَنَكَ فِي الْأَمْرِ إِذَا دَخَلَ

Vankulu Lugatı - الفنوك maddesi

اَلْفُنُوكُ [el-funûk] (zammeteynle) ʹİnâd etmek, Kisâ΄î ve Ebû ʹUbeyde rivâyeti üzere; yukâlu: فَنَكَ فِي هَذَا الْأَمْرِ يَفْنُكُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ فُنُوكًا إِذَا لَجَّ فِيهِ Ve bir yerde ikâmet etmeğe dahi derler, Umevî rivâyeti üzere; yukâlu: فَنَكَ بِالْمَكَانِ فُنُوكًا إِذَا أَقَامَ بِهِ Ve

فُنُوكٌ [funûk] Muttasıl taʹâmı yiyip ondan bir nesne terk etmemeğe dahi derler; yukâlu: فَنَكَ فِي الطَّعَامِ يَفْنُكُ فُنُوكًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا اسْتَمَرَّ عَلَى أَكْلِهِ وَلَمْ يَعَفْ مِنْهُ شَيْئًا Ve عِيَافٌ [ʹiyâf] kesr-i ʹayn’la taʹâmı kerîh görmeğe derler. Ve bunda bir lügat dahi vardır ki o فَنِكَ فِي الطَّعَامِ فُنُوكًا dir, bâb-ı râbiʹden.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı