el-feṯan ~ اَلْفَطَنُ

Kamus-ı Muhit - الفطن maddesi

اَلْفُطْنُ [el-fuṯn] (fâ’nın harekât-ı selâsı ve ṯâ’nın sükûnuyla) ve

اَلْفَطَنُ [el-feṯan] (fethateynle) ve

اَلْفُطُنُ [el-fuṯun] (zammeteynle) ve

اَلْفُطُونَةُ [el-fuṯûnet] (عُمُومَةٌ [ʹumûmet] vezninde) ve

اَلْفَطَانَةُ [el-feṯânet] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve

اَلْفَطَانِيَةُ [el-feṯâniyet] (رَفَاهِيَةٌ [refâhiyet] vezninde) Vech-i mezkûr üzere bir nesneyi fehm ve idrâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَطِنَ بِهِ وَإِلَيْهِ وَلَهُ وَفَطَنَ وَفَطُنَ فُطْنًا مُثَلَّثَةَ الْفَاءِ وَفَطَنًا وَفُطُنًا وَفُطُونَةً وَفَطَانَةً وَفَطَانِيَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْأَوَّلِ وَالْخَامِسِ إِذَا حَذَقَ وَفَهِمَ Şârih der ki bâb-ı hâmisten cibillî fetânetli olmak maʹnâsınadır, mü΄ellif müsâmaha eylemiştir.

اَلْفَاطِنُ [el-fâṯin] ve

اَلْفَطِينُ [el-feṯîn] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْفَطُونُ [el-feṯûn] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve

اَلْفَطِنُ [el-feṯin] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْفَطُنُ [el-feṯun] (نَدُسٌ [nedus] vezninde) ve

اَلْفَطْنُ [el-faṯn] (عَدْلٌ [ʹadl] vezninde) Vasflardır, sürʹat-i derk ü intikâli olan zîrek ve zehîn adama denir. فَطِينٌ [faṯîn] kelimesinin cemʹi فُطْنٌ [fuṯn] gelir, mü΄ennesinde فَطِنَةٌ [feṯinet] denir, فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı