el-fevâris ~ اَلْفَوَارِسُ

Vankulu Lugatı - الفوارس maddesi

اَلْفَوَارِسُ [el-fevâris] (fâ’nın fethi ve râ’nın kesriyle) فَارِسٌ [fâris]in cemʹidir, atlılar maʹnâsına. Ve bu şâzzdır, bunun üzerine kıyâs olunmaz, zîrâ فَوَاعِلُ [fevâʹil]فَاعِلَةٌ [fâʹilet] kelimesinin cemʹidir, ضَارِبَةٌ [ḋâribet] ile ضَوَارِبُ [ḋavârib] gibi. Ve فَاعِلٌ [fâʹil] kelimesinin dahi cemʹidir, kaçan mü΄ennese mahsûs olsa حَائِضٌ [ḩâ΄iḋ]le حَوَائِضُ [ḩavâ΄iḋ] gibi yâhûd benî âdemden gayrı için olsun جَمَلٌ بَازِلٌ ve جِمَالٌ بَوَازِلُ gibi ki بَازِلٌ [bâzil] azısın yarmış deveye derler. Ve جَمَلٌ عَاضِهٌ وَعَوَاضِهُ gibi veحَائِطٌ [ḩâ΄iṯ] ve حَوَائِطُ [ḩavâ΄iṯ] gibi. Ve عَاضِهٌ [ʹâḋih] diken otlayan deveye derler ḋâd-ı muʹceme ve âhirinde hâ’yla. Ve ammâ müzekker-i ʹâkılda فَوَاعِلُ [fevâʹil] üzere cemʹ olunmadı illâ فَوَارِسُ [fevâris] ve هَوَالِكُ [hevâlik] ve نَوَاكِسُ [nevâkis]. Ammâ فَوَارِسُ [fevâris] cemʹ olunduğu zîrâ fârisiyyet mü΄enneste olmamağın iltibâstan emn hâsıl olmuştur. Ve ammâ هَوَالِكُ [hevâlik] cemʹ olunduğu, zîrâ هَوَالِكُ [hevâlik] meselde vâkiʹ olmuştur; yukâlu: “هَالِكٌ فِي الْهَوَالِكِ” Pes asl üzere cârî olmuş olar, zîrâ emsâlde cârî olur, gayrı yerde cârî olmayan nesne. Ve ammâ نَوَاكِسُ [nevâkis] zarûret-i şiʹrde vârid olmuştur. İbnu’s-Sikkît eyitti: فَارِسٌ [fâris] ata binen kimseye ve katıra binen kimseye ve merkebe binen kimseye ıtlâk olunur, bu kadar var ki مَرَّ بِنَا فَارِسٌ عَلَى بَغْلٍ وَمَرَّ بِنَا فَارِسٌ عَلَى حِمَارٍ derler. Ve ʹUmâre b. ʹUḵayl b. Bilâl eyitti: sâhib-i بَغْلٌ [baġl]a ben فَارِسٌ [fâris] demezem, بَغَّالٌ [baġġâl] derem ve sâhib-i حِمَارٌ [ḩimâr]a فَارِسٌ [fâris] demezem, حَمَّارٌ [ḩammâr] derem.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı