el-ḵâriḩ ~ اَلْقَارِحُ

Kamus-ı Muhit - القارح maddesi

اَلْقَارِحُ [el-ḵâriḩ] Azı dişini yarmış bütün tırnaklı dâbbeye denir ki dişleri tamâm bittikten sonra olur, niteki o kerteye varan deveye بِازِلٌ [bâzil] denir. Cemʹi قَوَارِحُ [ḵavâriḩ] gelir ve قُرَّحٌ [ḵurraḩ] gelir, رُكَّعٌ [rukkaʹ] vezninde ve şâzz olarak مَقَارِيحُ [maḵârîḩ] gelir. Mü΄ennesinde قَارِحٌ [ḵâriḩ] denir, müzekkeri gibi ve قَارِحَةٌ [ḵarîḩat] denir hâ’yla. Ve

قَارِحٌ [ḵâriḩ] Azı dişine de denir ki bütün tırnaklı hayvân onunla قَارِحٌ [ḵâriḩ] olur. Şârih der ki bütün tırnaklı hayvân azısını yardıkta يَقْرَحُ derler ve deve azısını yardıkta يَبْزُلُ denir ve çatal tırnaklı yardıkta يَصْلَغُ denir. Ve

قَارِحٌ [ḵâriḩ] Arslana ıtlâk olunur. Ve kirişten mâ-beyni meydânlı olan yaya denir. Ve gebeliği belli olan nâkaya denir.

Vankulu Lugatı - القارح maddesi

اَلْقَارِحُ [el-ḵâriḩ] Bütün tırnaklı davarın dişleri tamâm biteni; وَإِنَّمَا يَكُونُ ذَلِكَ فِي خَمْسِ سِنِينَ لِأَنَّهُ فِي السَّنَةِ الْأُولَى حَوْلِيٌّ ثُمَّ جَدْعِيٌّ ثُمَّ ثَنِيٌّ ثُمَّ رَبَاعِيٌّ ثُمَّ قَارِحٌ يُقَالُ أَجْدَعَ اَلْمَهْرُ وَأَثْنَى وَأَرْبَعَ وَقَرَحَ هَذِهِ وَحْدَهَا بِلَا أَلِفٍ Yaʹnî zikr olunan efʹâlin beyninde elifsiz olup sülâsî mücerred olup istiʹmâl olunan قَرْحٌ [ḵarḩ]tır ancak. Ve قَارِحٌ [ḵâriḩ] diye şol nâkaya derler ki hamli zâhir olmuş ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı