el-ḵahd ~ اَلْقَهْدُ

Kamus-ı Muhit - القهد maddesi

اَلْقَهْدُ [el-ḵahd] (مَهْدٌ [mehd] vezninde) Nakiyyu’l-levn olan yaʹnî rengi hâlis ve sâfî olup şâ΄ibe-i gaşş ve küdûretten pâkîze olan şey΄e denir; yukâlu: شَيْءٌ قَهْدٌ أَيِ النَّقِيُّ اللَّوْنِ Ve levni küdûretli beyâz olan şey΄e denir ki şeker renk dedikleri boz olacaktır; yukâlu: شَيْءٌ قَهْدٌ أَيْ أَبْيَضُ أَكْدَرُ Ve bir cins koyuna denir ki levnine kumrallık gâlib ve kulakları hurde olur, ʹalâ-kavlin tüy kumralca ve çehresi benefsecî olur ki Ḩicâz tarafına mahsûstur. Cemʹi قِهَادٌ [ḵihâd] gelir ḵâf’ın kesriyle. Ve ʹalâ-re΄yin boynuzsuz olan koyuna denir ki çomar taʹbîr olunur. اَلْأُكَيْلِبُ الْوَجْهِ nüshaları şârihin beyânı üzere hatâdır. Savâb olan اَلْأُكَيْلِفُ olmaktır, fâ’yla. Ve

قَهْدٌ [ḵahd] Sığın geyiğinin yavrusuna denir, جُؤْذَرٌ [cu΄žer] gibi. Ve خَذَفٌ [ḣažef] maʹnâsınadır ki ḩâ-yı mühmele ve žâl-ı muʹcemenin fethiyledir, bir nevʹ siyâh ve hurde koyunlara denir. Burada sâ΄ir nüshalara iltifât olunmaya. Ve kısa kuyruklu koyuna denir, Rûmeli koyunları gibi. Ve küçük cüsseli latîf ve matbûʹ olan sığıra denir. Ve tomurcuk nergise ve zerrîne denir. Ve

قَهْدٌ [ḵahd] Masdar olur, pekçe döşenmeyip adımı sıkça sıkça atarak yürümek maʹnâsına; yukâlu: قَهَدَ فِي مِشْيَتِهِ قَهْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا قَارَبَ فِي خَطْوِهِ وَلَمْ يَنْبَسِطْ

Vankulu Lugatı - القهد maddesi

اَلْقَهْدُ [el-ḵahd] (ḵâf’ın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) قَهْبٌ [ḵahb] gibi şol ak nesneye derler ki ziyâde ak olmaya, boz ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı