اَلْقَنَاعَةُ [el-ḵanâʹat] (سَمَاحَةٌ [semâḩat] vezninde) ve
اَلْقَنَعُ [el-ḵanaʹ] (fethateynle) ve
اَلْقُنْعَانُ [el-ḵunʹân] (ḵâf’ın zammıyla) Nahnu kasemnâ matbahından taʹyîn olunan kısmete râzî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَنِعَ الرَّجُلُ قَنَاعَةً وَقَنَعًا وَقُنْعَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا رَضِيَ بِالْقِسْمِ Ve
قُنْعَانٌ [ḵunʹân] Şol şâhide denir ki ʹadl ve mevsûk olmakla re΄yine yâhûd hükmüne yâ şehâdetine kâniʹ ve râzî oluna. Müzekker ve mü΄ennesi ve müfredi ve cemʹi müsâvîdir.
اَلْقَنَاعَةُ [el-ḵanâʹat] (ḵâf’ın fethiyle) Kısmete râzî olmaktır; yukâlu: قَنِعَ يَقْنَعُ قَنَاعَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı