el-ḵunût ~ اَلْقُنُوتُ

Kamus-ı Muhit - القنوت maddesi

اَلْقُنُوتُ [el-ḵunût] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Tâʹat ve ʹibâdet eylemek maʹnâsınadır; ve bihi fussire kavluhu taʹâlâ: ﴿وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ﴾ أَيْ طَائِعِينَ Ve sükût eylemek maʹnâsınadır. Ve duʹâ eylemek maʹnâsınadır. Ve kıyâm fi’s-salât maʹnâsınadır. Ve namâzda kelâm-ı dünyevîden imsâk eylemek maʹnâsınadır. Ve bunların cümlesi bâb-ı evvelden masûgdur. Şârihin beyânına göre bunlar ıtlâkât-ı şerʹiyyeden asl maʹnâsı lüzûm-ı tâʹattir ve imsâk ʹani’l-kelâm dahi namâza mahsûstur; إِذْ جَاءَ فِي النِّهَايَةِ فِي حَدِيثِ زَيْدِ بْنِ أَرْقَمَ كُنَّا نَتَكَلَّمُ فِي الصَّلاَةِ حَتَّى نَزَلَتْ ﴿وَقُومُوا لِلَّهِ قَانِتِينَ﴾ فَأَمْسَكْنَا عَنِ الْكَلاَمِ

Vankulu Lugatı - القنوت maddesi

اَلْقُنُوتُ [el-ḵunût] (zammeteynle) Tâʹata derler. قُنُوتٌ [ḵunût]un iştikâkında maʹnâ-yı asl tâʹattır; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَالْقَانِتِينَ وَالْقَانِتَاتِ﴾ (الأحزاب 35) Ondan sonra kıyâm fi’s-salât için قُنُوتٌ [ḵunût] dediler. Ve fi’l-hadîsi: “أَفْضَلُ الصَّلَاةِ طُولُ الْقُنُوتِ” Ve tûl-i kıyâmdan me΄hûzdur, قُنُوتُ وِتْرٍ [ḵunûtu vitr]e قُنُوتٌ [ḵunût] dedikleri, zîrâ duʹâya ḵunût mûcib-i tûl-i kıyâmdır; ve: اَلْكُلُّ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı