el-meşâ΄et ~ الْمَشَاءَةُ

Kamus-ı Muhit - المشاءة maddesi

الشَّيْءُ [eş-şey΄] (şîn’in fethi ve yâ’nın sükûnuyla) ve

الْمَشِيئَةُ [el-meşî΄et] (خَطِيئَةٌ [ḣaṯî΄et] vezninde) ve

الْمَشَاءَةُ [el-meşâ΄et] (كَرَامَةٌ [kerâmet] vezninde) ve

الْمَشَائِيَةُ [el-meşâ΄iyet] (عَلاَنِيَةٌ [ʹalâniyet] vezninde) Dilemek maʹnâsınadır ki Fârisîde hâsten mürâdifidir; tekûlu: شِئْتُهُ أَشَاؤُهُ شَيْئًا وَمَشِيئَةً وَمَشَاءَةً وَمَشَائِيَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ أَرَدْتُهُ Ve

شَيْءٌ [şey΄] Her mevcûda denir ki Fârisîde çîz ve Türkîde nesne taʹbîr olunur, gerek hissî olsun ecsâm gibi ve gerek hükmî olsun akvâl gibi. Cemʹi أَشْيَاءُ [eşyâ΄] ve أَشْيَاوَاتٌ [eşyâvât] ve أَشَاوَاتٌ [eşâvât] ve أَشَاوَى [eşâvâ] gelir ki vâv’ın fethi ve kesriyle de mahkîdir. Ve işbu أَشَاوَى [eşâvâ] kelimesinin aslı أَشَايِيُّ [eşâyiyy] idi yâ΄ât-ı selâsla, yâ-yı müşeddede tahfîf olunduktan sonra kesreden fetha ve yâ’dan elif ibdâl olunup baʹdehu yâ΄, vâv’a kalb olunmuştur. Cevherî’nin “Aslı hemze ile أَشَائِيُّ [eşâ΄iyy] idi.” kavli galattır, zîrâ yâ-yı ûlâyı hemzeye kalb eylemek sahîh değildir, zîrâ yâ-yı ûlâ asliyyedir, zâ΄id değildir. İbdâlin şartı ise zâ΄id olmaktır, niteki أَبْيَاتٌ [ebyât] lafzının ceminde أَبَابِيتُ [ebâbît] denir, yâ’yı ʹadem-i ziyâdesine mebnî isbâtla. Pes elif’ten sonra olan yâ’yı dahi asâletine mebnî hemze’ye ibdâl câ΄iz değildir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı