el-musammaṯ ~ اَلْمُسَمَّطُ

Kamus-ı Muhit - المسمط maddesi

اَلْمُسَمَّطُ [el-musammaṯ] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Şuʹarâ ıstılâhında şol şiʹre denir ki her bendi birkaç ebyâttan mürekkeb olup mecmûʹunu ebyât-ı mezkûrenin kâfiyesine muhâlif bir kâfiye cemʹ eyleye, muhammes ve murabbaʹ ve müselles olur. Ez-cümle muhammesi İmru΄ulḵays’ın, ʹalâ-kavlin bir şâʹir-i âherin işbu manzûmesi gibi: “وَمُسْتَلْئِمٍ كَشَّفْتُ بِالرُّمْحِ ذَيْلَهُ || أَقَمْتُ بِعَضْبٍ ذِي سَفَاسِقَ مَيْلَهُ || فَجَعْتُ بِهِ فِي مُلْتَقَى الْحَيِّ خَيْلَهُ || تَرَكْتُ عِتَاقَ الطَّيْرِ تَحْجُلُ حَوْلَهُ || كَأَنَّ عَلَى أَثْوَابِهِ نَضْحَ جِرْيَالِ” Ebyât-ı mezkûre سِمْطٌ [simṯ]-ı munazzama müşâbih olmakla ıtlâk olunmuştur.

Vankulu Lugatı - المسمط maddesi

اَلْمُسَمَّطُ [el-musemmaṯ] (mîm-i evvelin zammı ve sânînin fethi ve teşdîdiyle) Şol şiʹrdir ki penç mısraʹdan mürekkeb ola ve çâr mısraʹın kâfiyesi birbirine muvâfık olup beşincinin muhâlif ola, muhammeslerin matlaʹından sonra gelen ebyâtı gibi. Ve

مُسَمَّطٌ [musemmaṯ] Nâfiz maʹnâsına da gelir; yukâlu: خُذْ حُكْمَكَ مُسَمَّطًا أَيْ مُجَوَّزًا نَافِذًا Ve

مُسَمَّطٌ [musemmaṯ] Şol irsâl olunan nesnedir ki redd olunmaya.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı