اَلْكَسْلَانَةُ [el-keslânet] ve
اَلْكَسُولُ [el-kesûl] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) ve
اَلْمِكْسَالُ [el-miksâl] (مِكْثَارٌ [mikšamp;âr] vezninde) Üşengen ve tenbel karıya denir ki eşek eyegülü taʹbîr olunur. Ve
كَسُولٌ [kesûl] ve
مِكْسَالٌ [miksâl] Meclisten aslâ hareket eylemez olan nâz-perver ve nâzenîn mahbûbeye vasf olmakla hakkında medîhadır, zîrâ vakâr ve temkîninden kinâyedir; yukâlu: جَارِيَةٌ كَسُولٌ وَمِكْسَالٌ أَيْ مُنَعَّمَةٌ لَا تَكَادُ تَبْرَحُ مِنْ مَجْلِسِهَا
اَلْمِكْسَالُ [el-miksâl] (mîm’in kesri vekâf’ın sükûnuyla) Şol ʹavrettir ki oturduğu yerden ayrılmaya; yukâlu: إِمْرَأَةٌ مِكْسَالٌ إِذَا لَمْ تَبْرَحْ عَنْ مَجْلِسِهَا وَهُوَ مَدْحٌ لَهَا مِثْلُ “نَؤُومُ الضُّحَى” Yaʹnî nevm-i duhâ kıyâm-ı leyle delâlet ettiği için medhi müşʹir olduğu gibi.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı