el-melʹûn ~ اَلْمَلْعُونُ

Kamus-ı Muhit - الملعون maddesi

اَللَّعِينُ [el-leʹîn] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) ve

اَلْمَلْعُونُ [el-melʹûn] مَطْرُودٌ [maṯrûd] maʹnâsınadır; cemʹi مَلَاعِينُ [melâʹîn] gelir. Şârih der ki bu veznden vârid esmâya teşebbühle vezn-i mezbûr üzere cemʹlenmiştir. İntehâ. Ve

لَعِينٌ [leʹîn] Nisvâna da vasf olur, eger mevsûf zikr olunursa ve eger zikr olunmazsa لَعِينَةٌ [leʹînet] denir hâ’yla; yukâlu: هِيَ لَعِينَةٌ وَامْرَأَةٌ لَعِينٌ Ve şol kimseye denir ki herkes ona laʹn ve nefrîn eder ola, şeytân gibi; yukâlu: رَجُلٌ لَعِينٌ أَيْ يَلْعَنُهُ كُلُّ وَاحِدٍ Ve şeytâna ıtlâk olunur, vasf-ı gâlibdir. Ve memsûḣ olana denir, İsrâ΄îliyye’de olan memsûḣlar gibi. Ve sebb ve şetm olunmuş adama denir; yukâlu: هُوَ لَعِينٌ أَيْ مَشْتُومٌ Ve mezraʹalarda cânver ürkütmek için adam sûretinde yaptıkları oyuğa denir, فَزَّاعَةٌ [fezzâʹat] maʹnâsına. Ve hizḣ ve helâka uğramış adama denir; yukâlu: رَجُلٌ لَعِينٌ أَيْ مُخْزًى مُهْلَكٌ

Vankulu Lugatı - الملعون maddesi

اَلْمَلْعُونُ [el-melʹûn] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın zammı ve meddiyle) Bi-maʹnâhu. Ve

لَعِينٌ [leʹîn] Mesh olunana yaʹnî bir şeklden bir şekle tebdîl olunana dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı