اَلْمُهْجِرُ [el-muhcir] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) ve
اَلْمُهْجِرَةُ [el-muhciret] (مُحْسِنَةٌ [muḩsinet] vezninde) Pek uzun ve iri olan hurmâ ağacına vasf olur; yukâlu: نَخْلَةٌ مُهْجِرٌ وَمُهْجِرَةٌ أَيْ طَوِيلَةٌ عَظِيمَةٌ Ve
مُهْجِرٌ [muhcir] Soyu pâk ve bünye ve endâmı güzel deveye denir. Ve mutlakan iyi ve bihter olan şey΄e vasf olur; yukâlu: شَيْءٌ مُهْجِرٌ أَيْ جَيِّدٌ Ve sâ΄irlerden fazl ve meziyyetle fâ΄ik olan nesneye ıtlâk olunur. Bu maʹnâlar nevʹini imtiyâz cihetiyle terk eylemek mülâhazasına mebnîdir. Ve
مُهْجِرٌ [muhcir] Çok nesneye ıtlâk olunur, gûyâ ki ʹadd ve hisâbı ihcâr eylemiştir; yukâlu: شَيْءٌ مُهْجِرٌ أَيْ كَثِيرٌ Ve
مُهْجِرَةٌ [muhciret] (hâ’yla) Simen ve seyr cihetleriyle sâ΄irden fâyik olan nâkaya ıtlâk olunur; yukâlu: نَاقَةٌ مُهْجِرَةٌ أَيْ فَائِقَةٌ فِي الشَّحْمِ وَالسَّيْرِ
اَلْمُهْجِرَةُ [el-muhciret] (mîm’in zammı ve cîm’in kesriyle) Şol nâkadır ki şahm ve lahmde ve seyr ve sürʹatte sâ΄ir nâkalardan fâyik ola. Ve baʹzılar eyitti: مُهْجِرَةٌ [muhciret] şol nâkadır ki halk birbirine onu dâ΄imâ vasf edişmeğin sıfatıyla anılıp adıyla anılması terk oluna.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı