el-menkûs ~ اَلْمَنْكُوسُ

Kamus-ı Muhit - المنكوس maddesi

اَلْمَنْكُوسُ [el-menkûs] Ser-nigûn olmuş nesneye denir ve minhu yukâlu: فُلاَنٌ يَقْرَأُ الْقُرْآنَ مَنْكُوسًا أَيْ يَبْتَدِئُ مِنْ آخِرِهِ وَيَخْتِمُ بِالْفَاتِحَةِ أَوْ مِنْ آخِرِ السُّورَةِ فَيَقْرَأُهَا إِلَى أَوَّلِهَا مَقْلُوبًا وَكِلاَهُمَا مَكْرُوهٌ لاَ الْأَوَّلُ فِي تَعْلِيمِ الصِّبْيَةِ Ve

مَنْكُوسٌ [menkûs] Eşkâl-i remliyyeden إِنْكِيسٌ [inkîs] dedikleri şekle ıtlâk olunur ki üç zevc-i mütevâlî ile bir ferdden ʹibârettir ki bu sûrettedir: Ve وِلاَدٌ مَنْكُوسٌ [vilâdun menkûs] çocuğun ibtidâ ayakları baʹdehu baş tarafı çıkmaktan ʹibârettir; o velede مَنْكُوسٌ [menkûs] denir ki tersi dönmüş taʹbîr olunur; yukâlu: وُلِدَ مَنْكُوسٌ إِذَا كَانَ قَدْ خَرَجَتْ رِجْلاَهُ قَبْلَ رَأْسِهِ Ve ʹilleti nüks ve ʹavdet eylemiş hastaya denir; yukâlu: نُكِسَ فِي مَرَضَهِ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ فَهُوَ مَنْكُوسٌ إِذَا عَاوَدَتْهُ الْعِلَّةُ

Vankulu Lugatı - المنكوس maddesi

اَلْمَنْكُوسُ [el-menkûs] (mîm’in fethi ve kâf’ın zammıyla) Şol veleddir ki doğarken ibtidâ ayakları zuhûr ede ki buna يَتْنٌ [yetn] derler yâ-yı müsennât-ı tahtânînin tâ-i müsennât-ı fevkânî üzere takdîmiyle.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı