el-menzeʹat ~ اَلْمَنْزَعَةُ

Kamus-ı Muhit - المنزعة maddesi

اَلْمَنْزَعَةُ [el-menzeʹat] (مَنْظَرَةٌ [manżarat] vezninde) Kirişi bağrından açık ve meydânlı olan yaya denir. Ve bir kimsenin ahvâl ve mesâlihi zımnında mürâcaʹat eylediği re΄y ve fikr ve tedbîre ıtlâk olunur; yukâlu: رَاجَعَ مَنْزَعَتَهُ وَهُوَ مَا يَرْجِعُ إِلَيْهِ الرَّجُلُ مِنْ رَأْيِهِ وَأَمْرِهِ Ve kuyu kenarında su çeken kimsenin su çekerken basıp durduğu büyük taşa denir. Ve himmet maʹnâsına müstaʹmeldir; bunda zây’ın kesriyle de zebân-zededir; yukâlu: قَرِيبُ الْمَنْزَعَةِ أَيِ الْهِمَّةِ Ve şarâbın içilmesi munkatıʹ olduğu vaktte olan lezzete ıtlâk olunur ki tadı ağızda kalır; yukâlu: شَرَابٌ طَيِّبُ الْمَنْزَعَةِ أَيْ طَيِّبُ مَقْطَعِ الشُّرْبِ

Vankulu Lugatı - المنزعة maddesi

اَلْمَنْزَعُ [el-menzaʹ] ve

اَلْمَنْزَعَةُ [el-menzeʹat] (mîm’in ve zâ’nın fethiyle) Şol nesnedir ki kişi ona mürâcaʹat eder, re΄y ve tedbîri ve sâ΄ir ahvâli cihetinden; yekûlûne: “وَاللَّهِ لَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَضْعَفُ مَنْزَعَةً” Kisâ΄î rivâyeti üzere. Ve Ḣaşşâf-ı Aʹrâbî مِنْزَعَةٌ dedi mîm’in kesriyle, İbnu’s-Sikkît rivâyeti üzere; ve yukâlu: فُلَانٌ قَرِيبُ الْمَنْزَعَةِ أَيْ قَرِيبُ الْهِمَّةِ Ve

مَنْزَعَةٌ [menzeʹat] Şarâbın inkıtâʹ hâlinde olan lezzetine dahi derler; yukâlu: شَرَابٌ طَيِّبُ الْمَنْزَعَةِ أَيْ طَيِّبُ مَقْطَعِ الشُّرْبِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı