el-yehyerr ~ اَلْيَهْيَرُّ

Kamus-ı Muhit - اليهير maddesi

اَلْيَهْيَرُّ [el-yehyerr] (yâ’ların fethi ve râ’nın teşdîdiyle) Pek taşa denir, ʹalâ-kavlin el ayası mikdârında olan taşlara denir. Ve büyük zamk kıtʹalarına denir. Ve serâba denir ki beyâbânda ıraktan su gibi görünür; ve minhu’l-meselu: ḣفُلاَنٌ أَكْذَبُ مِنَ الْيَهْيَرِّḢ Ve lecâcet ve ʹinâd maʹnâsınadır. Ve yalan söze denir; yukâlu: مَا هَذَا الْيَهْيَرُّ أَيِ اللَّجَاجَةُ وَكَذَا الْكَذِبُ Ve haşerâttan bir nevʹ cânver ismidir ki fâreden büyük olur. Ve ebû cehl karpuzuna denir. Ve ağuya denir, سَمٌّ [semm] maʹnâsına; yukâlu: سَقَاهُ يَهْيَرًّا أَيْ سَمًّا Ve طَلْحٌ [ṯalḩ] ağacının zamkına denir. Şârihin beyânına göre işbu يَهْيَرٌّ [yehyerr] kelimesinin vezni يَفْعَلٌّ [yefʹall]dir, zîrâ kelâm-ı ʹArabda فَعْيَلٌّ [faʹyell] yoktur.

Vankulu Lugatı - اليهير maddesi

اَلْيَهْيَرُّ [el-yehyerr] (yâ’nın fethi ve hâ’nın sükûnu ve yâ-i sânînin fethi ve râ’nın teşdîdiyle) طَلْحٌ [ṯalḩ] dedikleri dikenli ağacın zamkıdır. Ve bunun vezni يَفْعَلٌّ [yefʹall]dir, zîrâ فَيْعَلٌّ [feyʹall] vezni ʹArabların kelâmında yoktur. Ve Aḩmer eyitti: حَجَرٌ يَهْيَرٌّ [ḩacerun yehyerrun] berk taşa derler. Ve طَلْحٌ [ṯalḩ]ın zamkına dahi يَهْيَرٌّ [yehyerr] dedikleri berk olduğu içindir. Ve İbnu’s-Serrâc eyitti: Gâh olur bunun âhirine elif ilhâk edip يَهْيَرَّى [yehyerrâ] derler. Ve يَهْيَرٌّ [yehyerr] bâtıla delâlet eden ismlerdendir. Ve ʹArabların “أَكْذَبُ مِنَ الْيَهْيَرِّ” dediklerinde يَهْيَرٌّ [yehyerr]den murâd serâbdır ki uzak sahralarda su gibi görünür.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı