Kamus-ı Muhit - بادرةالإنسان maddesi

اَلْبَادِرَةُ [el-bâdiret] (نَادِرَةٌ [nâdiret] vezninde) Bir kimseden gazab hâlinde hiddetten nâşî sebk ve sudûr eden hatâ ve hefveye ıtlâk olunur, gerek kavlî ve gerek fiʹlî olsun; tekûlu: صَدَرَتْ مِنْهُ بَادِرَةٌ وَأَخَافُ بَادِرَتَهُ وَهُوَ مَا يَبْدُرُ مِنْ حِدَّتِهِ فِي الْغَضَبِ ve yukâlu: فُلاَنٌ حَارُّ النَّوَادِرِ حَادُّ الْبَوَادِرِ Ve

بَادِرَةٌ [bâdiret] Kılıcın ucuna denir ki namlunun sivri olan ucudur; yukâlu: طَعَنَهُ بِبَادِرَةِ السَّيْفِ أَيْ شَبَاتِهِ Ve bedîhe maʹnâsınadır ki hâzırcevâblık şîvesiyle bi’l-bedâhe bî-tekellüf söylenen kelâmdan ʹibârettir; yukâlu: ذُو بَادِرَةٍ نَادِرَةٍ أَيْ بَدِيهَةٍ Ve “varaḵ-ı ḩuvvâ΄et”e yaʹnî kına nebâtının yaprağına denir ki ibtidâ zuhûr edenidir. Ve mutlakâ her nebâtın en evvel yarılıp görünen ucuna ıtlâk olunur; yukâlu: ظَهَرَتْ بَادِرَةُ هَذَا النَّبَاتِ أَيْ أَوَّلُ مَا يَتَفَطَّرُ مِنْهُ Ve وَرْسٌ [vers] yaʹnî Yemen zaʹferânı dedikleri dârûnun pek tâze ve ecvedine denir. Ve vücûdda بَادِرَةٌ [bâdiret] omuz ile boynun mâ-beyninde olan etçeğize denir; yukâlu: إِحْمَرَّتْ بَوَادِرُ الْخَيْلِ وَهِيَ اللَّحْمَاتُ بَيْنَ الْمَنَاكِبِ وَالْعُنُقِ Ve

بَادِرَةُالْإِنْسَانِ [bâdiretu’l-insân] Memenin yanında رُغَثَاءُ [ruġašamp;â΄] dedikleri sinirin üstünde ve meme başının aşağısında olan etçeğize denir; iki taraflı olmakla بَادِرَتَانِ [bâdiretân] derler. Ve بَادِرَةٌ [bâdiret]in cemʹi بَوَادِرُ [bevâdir]dir.