اَلْيَرْبُوعُ [el-yerbûʹ] (يَعْفُورٌ [yaʹfûr] vezninde) Maʹrûf cânverdir, Fârisîde mûş-ı deştî ve Türkîde tarla sıçanı ve ʹArab tavşanı dedikleridir ki fâreye şebîh ve ondan ekber ve kuyruğu atvel ve elleri ayaklarından aksar olur. Yuvasına dört yerden kapı yaptığı bâʹis-i tesmiyedir. Ve
يَرْبُوعٌ [yerbûʹ] İnsân ve hayvânın sırtının etine ıtlâk olunur yâhûd bu zammladır. Yâhûd يَرَابِيعُ الْمَتْنِ [yerâbîʹu’l-metn] arka etlerine ıtlâk olunur, lafzından müfredi yoktur. Şârih der ki niteki Aḣṯal nâm şâʹirin işbu beytinde vâkiʹdir: “اَلْوَاهِبُ الْمِائَةَ الْجُرْجُورِ سَائِقُهَا ||تَنْزُو يَرَابِيعُ مَتْنَيْهِ إِذَا انْتَقَلاَ” أَيْ لَحَمَاتِ مَتْنَيْهِ Ve
يَرْبُوعٌ [Yerbûʹ] ile ʹArablar baʹzı eşhâs tesmiye eylediler. Yerbûʹ b. Ḩanżale b. Mâlik, Temîm’den bir cemâʹat pederidir; ashâbdan Mütemmim b. Nuveyre el-Yerbûʹî ondandır. Ve Yerbûʹ b. Ġayż, Murre kabîlesinden bir batn pederidir; Ḩârišamp; b. Żâlim el-Murrî el-Yerbûʹî ondandır.
اَلْيَرْبُوعُ [el-yerbûʹ] (yâ’nın fethi ve bâ’nın zammı ve meddiyle) ʹArab tavşanı dedikleri cânverdir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı