اَلثَّلُّ [ešamp;-šamp;ell] Kuyudan toprak çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّ الْبِئْرَ ثَلًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَخْرَجَ مِنْهُ الثَّلَّةَ أَيِ التُّرَابَ Ve
ثَلٌّ [šamp;ell] ve
ثَلَلٌ [šamp;elel] (fekk-i idgâmla) Helâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّهُمْ ثَلًّا وَثَلَلًا إِذَا أَهْلَكَهُمْ Ve
ثَلٌّ [šamp;ell] Davar terslemek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّثِ الدَّابَّةُ إِذَا رَاثَتْ Ve toprak yâhûd kum yığınını el ile bir tarafa çalmak yâhûd bir cânibinden yıkıp gedmek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّ التُّرَابَ الْمُجْتَمِعَ أَوِ الْكَثِيبَ إِذَا حَرَّكَهُ بِيَدِهِ أَوْ كَسَرَ مِنْ إِحْدَى جَوَانِبِهِ Ve binâyı yıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّ الدَّارَ إِذَا هَدَمَهُ ve minhu yukâlu: ثَلَّ اللهُ عَرْشَهُ أَيْ أَمَاتَهُ أَوْ أَذْهَبَ مُلْكَهُ أَوْ عِزَّهُ Pes burada ʹarştan murâd vücûdu yâhûd taht-ı mülk ve ʹizzetidir. Ve
ثَلٌّ [šamp;ell] Kuyuyu topraklamak maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّ التُّرَابَ فِي الْبِئْرِ إِذَا هَالَهُ Ve akçe dökmek maʹnâsınadır; yukâlu: ثَلَّ الدَّرَاهِمَ إِذَا صَبَّهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı