câr ~ جَارٌ

Kamus-ı Muhit - جار maddesi

جَارٌ [câr] Mülk ve ʹakârda mukâsim olan şerîke ıtlâk olunur. Ve halîfe ıtlâk olunur ki yekdîgere imdâd ve iʹânet eylemek üzere ʹahd ve yemîn eden adamların her birinden ʹibârettir, maʹânî-i mezbûrede mütezâyiftir. Ve nâsır ve muʹîn maʹnâsına müstaʹmeldir. Cemʹi جِيرَانٌ [cîrân] gelir cîm’in kesriyle ve جِيَرَةٌ [ciyeret] gelir, عِنَبَةٌ [ʹinebet] vezninde ve أَجْوَارٌ [ecvâr] gelir. Ve

جَارُ [Câr] Baḩr-i Ḵulzum üzere yaʹnî sâhilinde bir belde adıdır, onunla Medîne miyânı bir merhale mesâfedir; ʹAbdullâh Suveydâ eṡ-Ṡahâbî el-Cârî oradandır yâhûd bu el-Ḩârišamp;î olmakla tashîf olunmuştur. Ve ʹAbdulmelik b. Ḩasan ve ʹAmr b. Saʹd ve ʹÖmer b. Râşid ve Yaḩyâ b. Muḩammed el-Câriyyûn muhaddislerdir. Ve

جَارُ [Câr] Iṡfahân kazâsında bir karye adıdır; muhaddisînden ʹAbdulcebbâr b. Faḋl ve Žâkir b. Muḩammed el-Câriyyân oradandır. Kezâlik Baḩreyn kazâsında bir karye adıdır. Ve Mavṡil şarkîsinde bir dağın adıdır.

Vankulu Lugatı - جار maddesi

اَلْجَارُ [el-câr] Komşu kişi, hem-sâye maʹnâsına. Ve

جَارٌ [câr] Şol kimseye derler ki onun feryâdına erişmiş olasın, bir zâlim zulm ederken. Ve

جَارٌ [câr] Zâlimden halâs edene dahi derler; yukâlu: اللهُ جَارُكَ كَذَا فِي الْأَسَاسِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı