ḣafḵ ~ خَفْقٌ

Kamus-ı Muhit - خفق maddesi

اَلْخَفْقُ [el-ḣafḵ] (ḣâ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) Zekeri bi’t-tamâm ferc içre gömüp gâ΄ib eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَ الْقَضِيبَ فِي الْفَرْجِ خَفْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا غَيَّبَهُ فِيهِ Ve tura ile yâ bir yassı nesne ile vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَهُ إِذَا ضَرَبَهُ بِدِرَّةٍ أَوْ بِعَرِيضٍ Ve yürürken ayakkabı seslenmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَتْ نَعْلُهُ إِذَا صَوَّتَتْ Kâle’ş-şârih ve minhu’l-hadîsu: إِنَّ الْمَيِّتَ إِذَا وُضِعَ فِي قَبْرِهِ ḣإِنَّهُ لَيَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِهِمْ إِذَا انْصَرَفُواḢ Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] ve

خَفَقَانٌ [ḣafeḵân] (fetehâtla) Bir nesne beri öte deprenip oynamak maʹnâsınadır, yürek oynaması gibi; yukâlu: خَفَقَتِ الرَّايَةُ خَفْقًا وَخَفَقَانًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا اضْطَرَبَتْ وَتَحَرَّكَتْ وَكَذَا خَفَقَ السَّرَابُ Ve Ru΄be nâm şâʹir işbu: “وَقَاتِمِ الْأَعْمَاقِ خَاوِي الْمُخْتَرَقْ || مُشْتَبِهِ الْأَعْلاَمِ لَمَّاعِ الْخَفَقْ” beytinde خَفْقٌ lafzının fâ’sını zârûret için tahrîk eylemiştir. Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] Uyuklayan adam başını beri öte salıp depretmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَ فُلاَنٌ إِذَا حَرَّكَ رَأْسَهُ إِذَا نَعَسَ Ve gecenin çoğu geçmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَ اللَّيْلُ إِذَا ذَهَبَ أَكْثَرُهُ Ve kuş uçmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَ الطَّائِرُ إِذَا طَارَ Ve hayvân zartalamak maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَتِ النَّاقَةُ إِذَا ضَرَطَتْ Ve kılıç ile âhestece vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَفَقَ فُلاَنًا بِالسَّيْفِ خَفْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا ضَرَبَهُ ضَرْبَةً خَفِيفَةً

Vankulu Lugatı - خفق maddesi

اَلْخَفَقَانُ [el-ḣafeḵân] (fethateynle) Bi-maʹnâhu; yukâlu: خَفَقَتِ الرَّايَةُ تَخْفُقُ خَفْقًا وَخَفَقَانًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي وَكَذَلِكَ الْقَلْبُ وَالسَّرَابُ Yaʹnî kalbin ve serâbın ıztırâbına dahi خَفَقَانٌ [ḣafeḵân] derler. Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] Yıldırım deprenmeğe dahi derler; yukâlu: خَفَقَ الْبَرْقُ خَفْقًا Ve yel âvâz vermeğe dahi derler; yukâlu: خَفَقَتِ الرِّيحُ خَفَقَانًا Ve ammâ şâʹirin şiʹrinde: “مُشْتَبِهِ الْأَعْلَامِ لَمَّاعِ الْخَفَقْ” fâ’nın müteharrik olduğu zarûret içindir. Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] Imızganan kimsenin başın tahrîk etmesine dahi derler. Ve fi’l-hadîsi: “كَانَتْ رُؤُوسُهُمْ يَخْفِقُ خَفْقَةً أَوْ خَفْقَتَيْنِ” Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] Bir enli nesne ile yeri vurmağa dahi derler; yukâlu: خَفَقَ الْأَرْضَ بِنَعْلِهِ وَكَذَا كُلُّ شَيْءٍ عَرِيضٍ تَضْرِبُ بِهِ Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] Hiffet üzere vurmağa dahi derler; yukâlu: خَفَقَهُ بِالسَّيْفِ يَخْفُقُ وَيَخْفِقُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي أَيْضًا إِذَا ضَرَبَ بِهِ ضَرْبَةً خَفِيفَةً Ve

خَفْقٌ [ḣafḵ] Kuş uçmağa dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı