اَلْكَهْفُ [el-kehf] (kâf’ın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Dağlarda oyulmuş ev gibi yere denir, غَارٌ [ġâr] ve مَغَارَةٌ [meġâret] taʹbîr olunur. ʹAlâ-kavlin غَارٌ [ġâr] tarzında olur, lâkin bu ondan vâsiʹ olur; küçük olursa غَارٌ [ġâr] ve büyük olursa كَهْفٌ [kehf] derler. Cemʹi كُهُوفٌ [kuhûf] gelir; yukâlu: لَجَؤُوا إِلَى كَهْفٍ وَهُوَ كَالْبَيْتِ الْمَنْقُورِ فِي الْجَبَلِ أوْ كَالْغَارِ فِي الْجَبَلِ إِلاَّ أَنَّهُ وَاسِعٌ فَإِذَا صَغُرَ فَغَارٌ Ve
كَهْفٌ [kehf] Sığınacak ve penâh getirecek yere ve adama ıtlâk olunur; yukâlu: هُوَ كَهْفُ الْقَوْمِ أَيْ وَزَرُهُمٌ وَمَلْجَؤُهُمْ Ve
كَهْفٌ [kehf] Masdar olur, sürʹatle yürümek ve sürʹatle seğirtmek maʹnâsınadır. Ve bunun fiʹli mümât ve mehcûrdur. Ve zikr olunan كَنْهَفَ عَنَّا sîgası ki nûn’u zâ΄idedir, bundan mutasarrıftır; tekûlu: أَعْجَبَنِي كَهْفُهُ أَيْ سُرْعَةُ عَدْوِهِ وَمَشْيِهِ [Ve]
اَلْكُهُوفُ [el-kuhûf] (zammeteynle) Cemʹi. Ve
كَهْفٌ [kehf] Sığınacak mekân maʹnâsına dahi gelir; yukâlu:فُلَانٌ كَهْفٌ أَيْ مَلْجَأٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı