keyfe ~ كَيْفَ

Kamus-ı Muhit - كيف maddesi

كَيْفَ [keyfe] (أَيْنَ [eyne] vezninde) İsm-i mübhem-i gayr-i mütemekkindir, nice ve ne gûne maʹnâsınadır; iltikâ-i sâkineyn için âhiri tahrîk olundu. Ve yâ΄ mücâveretine mebnî feth üzere mebnî oldu. Ve fâ-yı hazf ile كَيْ dahi derler, سَوْفَ kelimesine سَوْ dedikleri gibi. Ve كَيْفَ kelimesi gâliben istifhâm için istiʹmâl olunur, yâ hakîkî olur, كَيْفَ زَيْدٌ gibi yâhûd gayr-i hakîkî olur ki taʹaccüb mahrecine muhrec olur, nahvu: ﴿وَكَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللهِ﴾ Ve gâhca nefy mahrecine ihrâc olunur, niteki işbu: “كَيْفَ تَرْجُونَ سِقَاطِي بَعْدَمَا || جَلَّلَ الرَّأْسَ مَشِيبٌ وَصَلَعْ” beytinde vâkiʹdir ki لاَ تَرْجُو مِنِّي ذَلِكَ te΄vîlindedir. Ve gâhca kendiden istignâ olunmayacak kelimeden mukaddem ona haber vâkiʹ olur, كَيْفَ أَنْتَ ve كَيْفَ كُنْتَ gibi ki evvelde mubtedâdan, sânîde كَانَ kelimesinden haberdir. Ve kezâlik rükn olup gayr-i müstagnâ-ʹanh olan kelimeden mukaddem hâl vâkiʹ olur. Ve gâhca mefʹûlün mutlak vâkiʹ olur; ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ﴾ ve ﴿فَكَيْفَ إِذَا جِئْنَا مِنْ كُلِّ أُمَّةٍ بِشَهِيدٍ﴾ Ve gâhca şart olarak istiʹmâl olunur. Pes lafz ve maʹnâda müttefik ve gayr-i meczûm iki fiʹl iktizâ eder ki biri şart ve biri cezâ΄ olur, كَيْفَ تَصْنَعُ أَصْنَعُ gibi. Ve كَيْفَ تَجْلِسُ أَذْهَبُ terkîbi câ΄iz değildir, ittifâk olmadığı için. Ve Sîbeveyh كَيْفَ kelimesinin zarf olmasına zâhib olmuştur, ammâ Aḣfeş zarfiyyetini tecvîz eylemez. Ve İbn Mâlik, Aḣfeş’i tasdîk eylemiştir, zîrâ ne zamân ve ne mekân olmakla zarfiyyete salâhiyyeti yoktur, ancak ahvâlden su΄âle dâll olmağın عَلَى أَيِّ حَالٍ lafzıyla müfesser olmakla tecevvüz tarîkiyle zarf ıtlâk olunur. Ve baʹzılar ʹâtıfe olmasına da zâhib olup ve işbu: “إِذَا قَلَّ مَالُ الْمَرْءِ لاَنَتْ قَنَاتُهُ || وَهَانَ عَلَى الْأَدْنَى فَكَيْفَ الْأَبَاعِدِ” beytiyle ihticâc eylemiştir, lâkin mutlakan ʹâtıfe olması câ΄iz değildir. Ve beyt-i merkûmda ʹâtıfe olan fâ’ya mukâreneti ʹâtıfiyyeti âbî olduğu zâhirdir, belki burada haberiyyet üzere mahallen merfûʹ ismdir; ve yukâlu: كَيْفَ لِي بِفُلاَنٍ فَتَقُولُ كُلُّ الْكَيْفِ وَالْكَيْفَ بِالْجَرِّ وَالنَّصْبِ

Vankulu Lugatı - كيف maddesi

كَيْفَ [keyfe] (kâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla ve âhirinin feth üzere binâsıyla) Bir ism-i mübhemdir, nice maʹnâsına, âhiri tahrîk olunduğu iltikâ-i sâkineynden ötürüdür ve feth üzere mebnî olup kesr üzere olmadığı yâ’dan ötürüdür, pes كَيْفَ [keyfe] ahvâlden istifhâm için olur. Ve gâh olur taʹaccüb için olur; ke-kavlihi taʹâlâ: ﴿كَيْفَ تَكْفُرُونَ بِاللهِ﴾ (البقرة، 28) Ve kaçan ki كَيْفَ kelimesine مَا zamm oluna maʹnâ-yı şartı ifâde edip cezâya ihtiyâc olur; tekûlu: كَيْفَمَا تَفْعَلْ أَفْعَلْ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı