mufraḩ ~ مُفْرَحٌ

Kamus-ı Muhit - مفرح maddesi

Mü΄ellif bu maʹnâyı işbu hadîsten ahz eylemiştir: ʹAn ʹAbdillâh b. Caʹfer kâle: “ذَكَرَتْ أُمُّنَا يُتْمَنَا وَجَعَلَتْ تُفْرَحُ لَهُ” İbn Ešamp;îr demişti ki Ebû Mûsâ lafz-ı mezbûru ḩâ-i mühmele ile bulduğunu nakl eylemiştir, lâkin Ṯaberânî bundan idrâb edip hılâl-i ehâdîse kayd eylemedi. Kaldı ki eğer fi’l-hakîka ḩâ-i mühmele ile ise zikr olunan إِفْرَاحٌ [ifrâḩ]tan olur ki izâle içindir. O makûle bîkes adam vâkıʹâ hemîşe mahzûn ve magmûm olur. Ve eğer cîm’le ise مُفْرَجٌ [mufrec] lafzından müstakbel olur ki kavm ve ʹaşîreti olmayan bîkes ve tenhâ adama denir. Pes vâlidesinin murâdı bunların pederleri Caʹfer şehîd olup böyle bîkes kaldılar demektir. Hattâ cevâbında Fahr-i ʹâlem ʹaleyhi’s-selâm: “أَتَخَافِينَ الْعِيلَةَ وَأَنَا وَلِيُّهُمْ” buyurdular. İntehâ. Ve

مُفْرَحٌ [mufraḩ] İki karye aralığında bulunan maktûle denir ki kâtili maʹlûm olmaya. Mü΄ellif bununla da işbu hadîse işâret eylemiştir: “اَلْعَقْلُ عَلَى الْمُسْلِمِينَ عَامَّةً وَلاَ يُتْرَكُ فِي اْلإِسْلاَمِ مُفْرَحٌ”Nihâye’nin tahkîkine göre ʹinde’l-ekser bu cîm’ledir, hâ ile de mervîdir; meslûbu’l-kısâs olmakla gûyâ ki dâ΄imâ magmûm ve muzâlü’l-ferahtır.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı