مِنْ جُلِّكَ [min cullike] (cîm’in zammıyla) ve
مِنْ جَلَالِكَ [min celâlike] (cîm’in fethiyle) ve
مِنْ جَلَلِكَ [min celelike] (fethateynle) ve
مِنْ تَجِلَّتِكَ [min tecilletike] (تَحِلَّةٌ [teḩillet] vezninde) ve
مِنْ إِجْلَالِكَ [min iclâlike] (hemzenin kesriyle) ve
مِنْ أَجْلِ إِجْلَالِكَ [min ecli iclâlike] Cümlesi مِنْ أَجْلِكَ [min eclike] maʹnâsına müstaʹmeldir ki kelime-i taʹlîldir, senden ötürü demektir; yukâlu: فَعَلَهُ مِنْ جُلِّكَ وَجَلَالِكَ وَجَلَلِكَ وَتَجِلَّتِكَ وَإِجْلَالِكَ وَمِنْ أَجْلِ إِجْلَالِكَ أَيْ مِنْ أَجْلِكَ İbtidâsı taʹzîm için olup baʹdehu giderek taʹlîl mevkiʹinde istiʹmâl olundu, zîrâ meselâ فَعَلْتُهُ مِنْ جُلِّكَ kavli sana taʹzîmen onu işledim demek olup giderek tevsîʹle senin için işledim mevkiʹinde istiʹmâl olundu.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı