اَلْكَعَابُ [el-keʹâb] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) ve
اَلْمُكَعِّبُ [el-mukaʹʹib] (مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] vezninde) ve
اَلْكَاعِبُ [el-kâʹib] Memesi ağırşaklanmış kıza denir. Ve مُكَعِّبٌ [mukaʹʹib] ve مُكَعَّبٌ [mukaʹʹab] مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde ve مُتَكَعِّبٌ [mutekaʹʹib] ve كَاعِبٌ [kâʹib] memeye dahi vasf olur; yukâlu: جَارِيَةٌ كَعَابٌ وَمُكَعِّبٌ وَكَاعِبٌ أَيْ فُلِكَ ثَدْيُهَا ve yukâlu: ثَدْىٌ مُكَعِّبٌ وَمُكَعَّبٌ وَمُتَكَعِّبٌ وَكَاعِبٌ أَيْ نَاهِدٌ Ve
مُكَعَّبٌ [mukaʹʹab] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) Nakş u nigârı olan alaca kumaşa ve bez ve mendil makûlesine denir. Şârihin beyânına göre murabbaʹu’n-nakş yâhûd كِعَابٌ [kiʹâb] nakşıyla menkûş olanına ıtlâk olunur. Ve
مُكَعَّبٌ [mukaʹʹab] Ziyâdesiyle muhkem dürülüp bükülmüş sevbe ıtlâk olunur ki tortop ola.
اَلْمُكَعَّبُ [el-mukaʹʹab] (mîm’in zammı ve ʹayn’ın fethi ve teşdîdiyle) Şol bürdedir ki onun murabbaʹ nakşları ola. Ve
مُكَعَّبٌ [mukaʹʹab] Şol beze derler ki ziyâde muhkem dürülmüş ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı