اَلنَّجْرَانُ [en-necrân] (سَكْرَانُ [sekrân] vezninde) Kapı ökçesi duracak tahtaya denir ki kapının zıvanası girecek delik onda olur, söve taʹbîr olunur; yukâlu: اَلْبَابُ يَدُورُ عَلَى نَجْرَانِهِ وَهُوَ الْخَشَبَةُ فِيهَا رِجْلُ الْبَابِ Ve
نَجْرَانُ [necrân] Susuza denir; yukâlu: رَجُلٌ نَجْرَانُ أَيْ عَطْشَانُ Ve
نَجْرَانُ [Necrân] Yemen’de bir mevziʹ adıdır; hicriyyenin onuncu sâlinde feth olundu; Necrân b. Zeydân b. Sebe ismiyle müsemmâdır. Ve Baḩreyn türâbında bir mevziʹ adıdır. Ve Ḩavrân’da bir mevziʹ adıdır ki Dimaşḵ’a karîbdir; aʹlâmdan Yezîd b. ʹAbdullâh b. Ebî Yezîd ve Ḩumeyd en-Necrâniyyân oradandır. ʹAlâ-kavlin Ḩumeyd Necrân-ı âherdendir. Ve Kûfe ile Vâsiṯ beyninde bir mevziʹdir.
اَلنَّجْرَانُ [en-necrân] (nûn’un fethi ve cîm’in sükûnuyla) Şol ağaçtır ki kapının ökçesi onun üzerinde döner. Ve
نَجْرَانُ [necrân] Susamış olan kimseye de derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı