nešl ~ نَثْلٌ

Kamus-ı Muhit - نثل maddesi

اَلنَّثْلُ [en-nešamp;l] (nûn’un fethi ve šamp;â-yı müsellesenin sükûnuyla) Kuyudan toprak çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَثَلَ الرَّكِيَّةَ نَثْلًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا اسْتَخْرَجَ تُرَابَهَا Ve terkeşten okları çıkarıp dağıtmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَثَلَ الْكِنَانَةَ إِذَا اسْتَخْرَجَ نَبْلَهَا فَنَثَرَهَا Ve giyimli kimse eğninden giyimi çıkarıp bırakmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَثَلَ دِرْعَهُ إِذَا أَلْقَاهَا عَنْهُ Ve eti pâreleyip çömleğe salmak maʹnâsınadır; yukâlu: نَثَلَ اللَّحْمَ فِي الْقِدْرِ إِذَا وَضَعَهُ فِيهَا مُقَطَّعًا Ve eğnine giyim giymek maʹnâsınadır; yukâlu: نَثَلَ عَلَيْهِ دِرْعَهُ إِذَا صَبَّهَا عَلَيْهِ أَيْ لَبِسَهَا Şârih der ki bu mâdde خَلَعَ عَلَيْهِ الثَّوْبَ وَخَلَعَهُ عَنْهُ kabîlindendir. İntehâ. Ve

نَثْلٌ [nešamp;l] Davar terslemek maʹnâsınadır; yukâlu: نَثَلَ الْفَرَسُ نَثْلًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا رَاثَ

Vankulu Lugatı - نثل maddesi

اَلنَّثْلُ [en-nešamp;l] (nûn’un fethi ve šamp;â’nın sükûnuyla) Zırhı giyen kimse eğninden bırakmak. Ve

نَثْلٌ [nešamp;l] Kuyudan toprak çıkarmağa dahi derler; tekûlu: نَثَلْتُ الْبِئْرَ نَثْلًا Ve

نَثْلٌ [nešamp;l] Kubûrdan okları çıkarmağa dahi derler; tekûlu: نَثَلْتُ كِنَانَتِي إِذَا اسْتَخْرَجْتَ مَا فِيهَا مِنَ النَّبْلِ Ve نَبْلٌ [nebl] oka derler, nitekim el-ân mürûr etti. Ve

نَثْلٌ [nešamp;l] Dağarcıkta olan azığı çıkarmağa dahi derler; tekûlu: نَثَلْتُ مَا فِي الْجِرَابِ مِنَ الزَّادِ إِذَا نَفَضْتَ Ve نَفْضٌ [nefḋ] silkmeğe derler. İbnu’s-Sikkît eyitti: يُقَالُ نَثَلَ دِرْعَهُ إِذَا أَلْقَاهَا عَنْهُ وَلَا يُقَالُ نَثَرَهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı