vaṯd ~ وَطْدٌ

Kamus-ı Muhit - وطد maddesi

اَلْوَطْدُ [el-vaṯd] (وَعْدٌ [vaʹd] vezninde) ve

اَلطِّدَةُ [eṯ-ṯidet] (عِدَةٌ [ʹidet] vezninde) Bir nesneyi merkezinde gereği gibi yerleştirip metîn ve üstüvâr eylemek maʹnâsınadır, esâs ve ustuvâne gibi; yukâlu: وَطَدَ الشَّيْءَ يَطِدُ وَطْدًا وَطِدَةً مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَثْبَتَهُ وَثَقَّلَهُ Ve bir şey΄i şey΄-i âhere zamm ve ilhâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَدَ الشَّيْءَ إِلَيْهِ إِذَا ضَمَّهُ Ve bir mekânı tesviye ve temhîd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَدَ لَهُ مَنْزِلَةً إِذَا مَهَّدَهَا Ve yeri pekişmek için tabanlamak maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَدَ الْأَرْضَ إِذَا رَدَمَهَا لِتَصْلُبَ Kâle fi’l-Esâs وَطَدَ الْمَكَانَ إِذَا ضَرَبَهُ بِالْمِيطَدَةِ لِيَتَصَلَّبَ لِأَسَاسِ بِنَاءٍ أَوْ غَيْرِهِ Ve dâ΄im olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَدَ الشَّيْءُ إِذَا أَدَامَ Ve yerinde sâbit ve pâyidâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَطَدَ الشَّيْءُ إِذَا ثَبَتَ وَرَسَا Ve gezip yürümek maʹnâsına olmak zıdd olur; yukâlu: وَطَدَ الرَّجُلُ إِذَا سَارَ Ve

وَطْدٌ [vaṯd] وَطْءٌ [vaṯ΄] lafzında lügattır ki ayakla çiğnemek maʹnâsınadır; bu münâsebetle kahr ve pâymâl ve istîsâl eylemekte istiʹmâl olunur; ve minhu fî rivâyetin: “اَللَّهُمَّ اشْدُدْ وَطْدَتَكَ عَلَى مُضَرَ” وَفِي رِوَايَةٍ “وَطْأَتَكَ” بِمَعْنًى وَاحِدٍ أَيْ خُذْهُمْ أَخْذًا شَدِيدًا

Vankulu Lugatı - وطد maddesi

اَلْوَطْدُ [el-vaṯd] (vâv’ın fethi ve ṯâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi durutmak ve sakîl kılmak; yukâlu: وَطَدْتُ الشَّيْءَ أَطِدُهُ وَطْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي Ve sedd etmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: وَطَدْتُ عَلَى بَابِ الْغَارِ الصَّخْرَ إِذَا سَدَدْتَهُ بِهِ وَنَضَّدْتَهُ عَلَيْهِ Ve

وَطْدٌ [vaṯd] Bir nesneyi yere sıkmağa dahi derler, mislu: وَهَصَهُ ve غَمَزَهُ Ve وَهْصٌ [vahṡ] ṡâd-ı mühmele ile ve غَمْزٌ [ġamz] ġayn ve zâ-i muʹcemeteynle bir nesneyi sıkmak.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı