eṯ-ṯalâḩâ ~ اَلطَّلَاحَى

Kamus-ı Muhit - الطلاحى maddesi

اَلطَّلِحَةُ [eṯ-ṯaliḩat] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) ve

اَلطَّلاَحَى [eṯ-ṯalâḩâ] (سَكَارَى [sukârâ] vezninde) طِلاَحٌ [ṯilâḩ] otlamakla karınlarında vecaʹ peydâ olan develere denir; yukâlu: إِبِلٌ طَلِحَةٌ وَطَلاَحَى إِذَا كَانَتْ تَشْتَكِي بُطُونُهَا مِنْ رَعْيِ شَجَرَةِ الطِّلاَحِ Ve

طَلِحَةٌ [ṯaliḩat] Şecer-i طِلاَحٌ [ṯilâḩ] menbiti olan arza denir ki mugaylân-zâr taʹbîr olunur; yukâlu: أَرْضٌ طَلِحَةٌ أَيْ كَثِيرَةُ الطِّلاَحِ

Vankulu Lugatı - الطلاحى maddesi

اَلطَّلَاحَى [eṯ-ṯalâḩâ] (ṯâ’nın fethiyle ve âhirinde elifin kasrıyla) طَلْحٌ [ṯalḩ] otlayıp zahmet çeken develer حَبَاجَى [ḩabâcâ] gibi ki حَبَاجَى [ḩabâcâ] dahi çakır dikeni otlayıp zahmet çeken develere derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı