el-ʹuḵrâ ~ اَلْعُقْرَى

Kamus-ı Muhit - العقرى maddesi

اَلْعُقْرَى [el-ʹuḵrâ] (طُوبَى [ṯûbâ] vezninde) Bu dahi çiftliğe ve mezraʹaya denir, عَقَارٌ [ʹaḵâr] gibi, ضَيْعَةٌ [ḋayʹat] maʹnâsına.

اَلْعَقْرَى [el-ʹaḵrâ] جَرْحَى [cerḩâ] vezninde ki işbu عَقْرَى حَلْقَي kelâmında vâkiʹdir ve tenvînle عَقْرًا وَحَلْقًا dahi derler, عَقَرَهَا اللهُ وَحَلَقَهَا yâhûd تَعْقِرُ قَوْمَهَا وَتَحْلِقُهُمْ بِشُومِهَا maʹnâsınadır. Şârih der ki Nihâye’de bu vechile mastûrdur; ve minhu hadîsu Ṡafiyyete lemmâ kîle innehâ hâ΄id fe-kâle: ḣعَقْرَى حَلْقَيḢ أَيْ عَقَرَهَا اللهُ وَأَصَابَهَا بِعَقْرٍ فِي جَسَدِهَا Bunun zâhiri bed-duʹadır, lâkin ʹâdet-i ʹArab üzere maʹnâsı maksûd değildir. Ebû ʹUbeyde eyitti ki savâb olan tenvînle عَقْرًا حَلْقًا olmaktır ki masdarlardır. Ve Sîbeveyhi dedi ki bunlar سُقْيًا ve رَعْيًا bâbındandır. Ve Zemaḣşerî dedi ki bunlar mer΄e-i meş΄ûmenin sıfatları olmakla هِيَ عَقْرَى وَحَلْقَى takdîrindedir, uğursuzluğu sebebiyle kavmini عَقْرٌ [ʹaḵr] ve halk ve istîsâl eder demektir. Ve دَعْوَى [daʹvâ] ve شَكْرَى [şekrâ] gibi masdar olmaları muhtemeldir. İntehâ. Ve

عَقْرَى [ʹaḵrâ] Hâ΄iz hatuna denir; yukâlu: إِمْرَأَةٌ عَقْرَى أَيْ حَائِضٌ

Vankulu Lugatı - العقرى maddesi

اَلْعَقْرَى [el-ʹaḵrâ] (ʹayn’ın fethi ve ḵâf’ın sükûnu ve elifin kasrıyla) Cemʹi; yukâlu: قَوْمٌ عَقْرَى مِثْلُ جَرِيحٍ وَجَرْحَى Ve

عَقْرَى [ʹaḵrâ] (kezâlik ʹayn’ın fethi ve ḵâf’ın sükûnu ve elifin kasrıyla) Zikr olunan maʹnâya yaʹnî عَقْرٌ [ʹaḵr] maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: عَقْرَى لَهُ وَحَلْقَى بِلَا تَنْوِينٍ عَلَى مَا سَنَذْكُرُهُ فِي بَابِ الْقَافِ إِنْ شَاءَ اللهُ تَعَالَى

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı