el-ḵidvet ~ اَلْقِدْوَةُ

Kamus-ı Muhit - القدوة maddesi

اَلْقُدْوَةُ [el-ḵudvet] (ḵâf’ın harekât-ı selâsı ve dâl’ın sükûnuyla) ve

اَلْقِدَةُ [el-ḵidet] (عِدَةٌ [ʹidet] vezninde) Ardınca uyup gidecek nesneye denir, gerek hissî ve gerek maʹnevî olsun, أُسْوَةٌ [usvet] gibi; tekûlu: لِي بِكَ قُدْوَةٌ مُثَلَّثَةً وَقِدَةٌ وَأَنْتَ لِي قُدْوَةٌ وَقِدَةٌ وَهُوَ مَا تَسَنَّنْتَ بِهِ وَاقْتَدَيْتَ بِهِ Fârisîde ona pîşrev ve pîşvâ derler.

Vankulu Lugatı - القدوة maddesi

اَلْقِدْوَةُ [el-ḵidvet] (ḵâf’ın kesri ve dâl’ın sükûnuyla) Muktedâ olan kimse, إِسْوَةٌ [isvet] maʹnâsına; yukâlu: فُلَانٌ قِدْوَةٌ يُقْتَدَى Ve gâh olur ḵâf mazmûm kılınıp قُدْوَةٌ [ḵudvet] dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı