el-ḵažem ~ اَلْقَذَمُ

Kamus-ı Muhit - القذم maddesi

اَلْقَذَمُ [el-ḵažem] (fethateynle) Suyu yudum yudum içmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَذِمَ قُذْمَةً وَقَذَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا جَرَعَ جُرْعَةً

اَلْقَذْمُ [el-ḵažm] (جَزْمٌ [cezm] vezninde) Bir adama defʹaten mâl-ı nefîs vermek maʹnâsınadır; yukâlu: قَذَمَ لَهُ مِنَ الْمَالِ قَذْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ بِمَعْنَى قَثَمَ لَهُ

اَلْقُذُمُ [el-ḵužum] (zammeteynle) Batmış ve belirsiz olmuş kuyulara denir.

اَلْقُذَمُ [el-ḵužem] (زُفَرُ [zufer] vezninde) Bu dahi قِذَمٌّ [ḵižemm] maʹnâsınadır.

اَلْقِذَمُّ [el-ḵižemm] (ḵâf’ın kesri ve žâl-ı muʹcemenin fethiyle هِجَفٌّ [hiceff] vezninde) Serîʹ ve şedîd adama denir. Ve cevâd ve miʹtâ΄ olan seyyid ve zî-şâna denir; yukâlu: رَجُلٌ قِذَمٌّ أَيْ سَيِّدٌ مِعْطَاءٌ

Vankulu Lugatı - القذم maddesi

اَلْقُذَمُ [el-ḵužem] (ḵâf’ın zammı ve žâl’ın fethiyle) Kesîrü’l-ʹatâ olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ قُذَمٌ مِثْلُ قُثَمٌ

اَلْقِذَمُّ [el-ḵižemm] (ḵâf’ın kesri ve žâl-ı muʹcemenin fethi ve mîm’in teşdîdiyle هِجَفٌّ [hiceff] gibi) Berk olan nesne, şedîd maʹnâsına. Ve هِجَفٌّ [hiceff] sakîl olan kimseye derler. Ve

قِذَمٌّ [ḵižemm] Serîʹ maʹnâsına dahi gelir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı