اَلْقَذُّ [el-ḵažž] (ḵâf’ın fethiyle) Oka yelek geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَذَّ السَّهْمَ إِذَا أَلْصَقَ الْمِقَذَّةَ بِهِ Ve yeleğin etrâfını kırkıp değirmi ve her tarafı düpdüz ve berâber olmak üzere perdâht eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: قَذَّ الرِّيشَ إِذَا قَطَعَ أَطْرَافَهُ وَحَرَّفَهُ عَلَى نَحْوِ التَّدْوِيرِ وَالتَّسْوِيَةِ Ve taş ve ona şebîh katı ve galîz nesne atmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَذَّ الْحَجَرَ إِذَا رَمَى بِهِ وَيُقَالُ فِي كُلِّ غَلِيظٍ Ve ense tarafından iki kulağın aralığına vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَذَّهُ إِذَا ضَرَبَ مَقَذَّهُ
اَلْقُذُّ [el-ḵužž] (ḵâf’ın zammıyla) أَقَذُّ [eḵažž]ın cemʹidir, yeleksiz oklar maʹnâsına.
اَلْقَذُّ [el-ḵažž] (ḵâf’ın fethiyle) Okun yeleğin kesmek; yukâlu: قَذَذْتُ الرِّيشَ إِذَا قَطَعْتَ أَطْرَافَهَا Ve
قَذٌّ [ḵažž] Oka yelek takmağa dahi derler; yukâlu: قَذَذْتُ السَّهْمَ قَذًّا إِذَا جَعَلْتَ لَهُ قُذَذًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı