eḋ-ḋuruvv ~ اَلضُّرُوُّ

Kamus-ı Muhit - الضرو maddesi

اَلضُّرُوُّ [eḋ-ḋuruvv] (عُلُوٌّ [ʹuluvv] vezninde) Damardan lâ-yenkatıʹ kan zuhûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ضَرَا الْعِرْقُ يَضْرِي وَضُرُوًا إِذَا بَدَا مِنْهُ الدَّمُ يَعْنِي لَا يَكَادُ يَنْقَطِعُ

اَلضِّرْوُ [eḋ-ḋirv] (ḋâd’ın kesriyle) Bu dahi ava bavlıyıp dadanmış tazı eniğine denir; yukâlu: جَرْوٌ ضِرْوٌ أَيْ ضَارٍ بِالصَّيْدِ Ve şecer-i كَمْكَامٌ [kemkâm] ismidir. Cevherî onun zamkıyla tefsîr eylemekle galat eyledi. Şecer-i mezbûr şecer-i Yemânîdir ki حَصَى لُبَانٍ [ḩaṡâ lubân] dedikleri buhûr onun zamkıdır. Ve sakızlık ağacının yemişine denir ki çitlenbik taʹbîr olunur; bunda ḋâd’ın fethiyle de lügattir. Ve neʹûzu billâhi taʹâlâ maraz-ı cüzâm bulaşığına denir; yukâlu: بِهِ ضِرْوٌ مِنَ الْجُذَامِ أَيْ لَطْخٌ مِنْهُ

Vankulu Lugatı - الضرو maddesi

اَلضُّرُوُّ [eḋ-ḋuruvv] (zammeteynle ve vâv’ın teşdîdiyle) Kan zâhir olmak; yukâlu. ضَرَا يَضْرُو إِذَا بَدَا مِنْهُ الدَّمُ

اَلضِّرْوُ [eḋ-ḋirv] (ḋâd’ın kesri ve râ’nın sükûnuyla) Şol ağaçtan akan zamktır ki ona كَمْكَامٌ [kemkâm] derler, vilâyet-i Yemen’den gelir. Ve

ضِرْوٌ [ḋirvet] Öğrenmiş kelb yavrusuna dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı