اَلْقَدِيُّ [el-ḵadiyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) ve
اَلْقَدِي [el-ḵadî] (عَمِي [ʹamî] vezninde) Tadı ve kokusu hoş ve latîf olan taʹâma denir; yukâlu: طَعَامٌ قَدِيٌّ وَقَدٍ أَيْ طَيِّبُ الطَّعْمِ وَالرِّيحِ
اَلْقَدْيُ [el-ḵady] (ḵâf’ın fethiyle هَدْيٌ [hedy] vezninde) قَادِيَةٌ [ḵâdiyet] dedikleri cemâʹat-i mezkûre bir mahalle gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: قَدَتْ قَادِيَةٌ تَقْدِي قَدْيًا أَيْ جَاءَ قَوْمٌ قَدْ أُقْحِمُوا مِنَ الْبَادِيَةِ
اَلْقَدْيُ [el-ḵady] (ḵâf’ın fethi ve dâl’ın sükûnuyla) Kezâlik taʹâm râyiha-i tayyibe vermek.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı