اَلْإِسْكَاتُ [el-iskât] (hemzenin kesriyle) Mütekellimin sözü kalmayıp munkatıʹ olmakla hâmûş olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْكَتَ الرَّجُلُ إِذَا انْقَطَعَ كَلاَمُهُ فَلَمْ يَتَكَلَّمْ Kâle’ş-şârih yukâlu: تَكَلَّمَ فُلاَنٌ ثُمَّ سَكَتَ فَإِذَا أُفْحِمَ قِيلَ أُسْكِتَ ve yukâlu: أَسْكَتَهُ إِذَا جَعَلَهُ سَاكِتًا
اَلْإِسْكَاتُ [el-iskât] (hemzenin kesri ve sîn’in sükûnuyla) ve
اَلتَّسْكِيتُ [et-teskît] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Sâkit kılmak; yukâlu: أَسْكَتَهُ اللهُ وَسَكَّتَهُ بِمَعْنًى Ve
إِسْكَاتٌ [iskât] Bir kimsenin aslâ sözü kalmamağa dahi derler; yukâlu: تَكَلَّمَ الرَّجُلُ ثُمَّ سَكَتَ بِغَيْرِ اَلِفٍ فِي أَوَّلِهِ فَإِذَا انْقَطَعَ كَلَامُهُ فَلَمْ يَتَكَلَّمْ قُلْتَ أَسْكَتَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı